2nd of August '89 Part 3

2 Ağustos 2010


Biraz erken yazıyorum farkındayım ama insan bazen arzularına gem vurmakta başarısız oluyor. Az önce yazımın başlığına baktım da ilk kısmı hep aynı olsada "part .." kısmındaki sayılar sürekli artıp duruyor. umarım çift haneli sayılara ulaştığı günü gördüğümde arkama dönüp baktığımda ne "güzel yazılar yazmışım" derim.

Bu bir yıllık döneme baktığımda niye ise hep okulu düşünüyorum. Anladım ki hayatımda özellikle bu yaşlarda epey yer kaplıyor.. Ancak hemen okul anılarımı anlatıp canınızı sıkmayacağım. Bir süre hafızamda iz bırakmış 2009 yaz mevsimini az da olsa sizinle paylaşacağım.

Herşey henüz yazın başında Akçay'da iken ömrüm boyunca bana destek olacak insanın Balıkesir'e dönmesi ile başladı. O günden sonra kendimi plajda yalnız hissetmeye başladım; ama kim bilirdi ki yeni insanlarla tanışacağımı? Sanki ablam Balıkesir'e gitti ve sihirli bir değnek bana dokundu. Hiç Trakyalı arkadaşınız oldu mu bilmem ama benim oldu! Bence herkesin o coğrafyadan arkadaşı olmalı. Orada yiyip içtiklerinden midir biraz daha farklılar. Onlarla takılıyorken hiç sıkılmıyorsunuz. Oysa ara ara muhabettiniz bir yerde tıkanır, canınız sıkılır ve yahut o gün moraliniz bozuktur biraz depresyona girmek istersiniz. Ancak o şahane Trakyalı arkadaşlarım yanında bunların gerçekleşmesi neredeyse imkansızdı. Sözde Akçay'daki tatilimi derhal bitirmeyi planlarken Eylül'ün başına kadar orada durdum. Benim için gerçekten akıllarda kalacak bir yaz oldu. Demem o ki eğer Trakyalı birisiyle tanışırsanız bırakmayın onu. Takılabildiğiniz kadar takılın. Sıkılmazsınız.

Yaz sonrası derslerin başlama tarihinin erken olduğu güzide ilim irfan yuvası Yeditepe'mde fakülteye başlamış olmanın heyecanını tüm bedenimde hissediyordum......? Ne yazıkki böyle değildi. Ondan önceki sene hazırlık okuluna başlarken nasıl hissediyorsam öyle hissediyordum. Hatta çok daha rahat! Birinci sınıfın bana öğrettiği tek şey ikinci döneminin daha zor olduğu. Bu yüzden dersleri geçmek için çalışmak gerekiyormuş. Yoksa benim gibi tüm bir yazınızı Allah'ın bu güzel kavurucu sıcağında okula gidip ders dinlemek zorunda kalırsınız; fakat hani derler ya Allah, insanın dayanamayacağı acıları vs. vermezmiş. Gerçekten öyle. Yaz okulu bitiminden hemen sonra güz dönemi dersler başlasa bile dert etmem artık. Sonuçta alışmış kudurmuştan beterdir derler. Değil mi?

İnsan hayatının önemli bir kısmını sevdikleri ile paylaşırlar. Bu yüzden aşk ve buna bağlı konular önemlidir bizim için. Benim açımdan bu dönemin ikinci yarısının sonlarına doğru kalbimin daha hızlı çarpmasına sebep olan biri vardı. Öyle pek uzun filan sürmedi de. Ancak bazıları için sevgi ve aşk önemlidir. Zamanın ne kadar geçtiğini umursamazlar. İster bir ay olsun ister üç yıl.Sadece güzel anılar ve yanlış anlaşılmalar..

İşte böyle geçti bu bir senem. "Acısıyla tatlısıyla" gibi basma kalıp laflar kullanıp etrafına sözde pozitif enerji saçan insalardan da pek hazzetmem. Velhasıl-ı kelam bazen hoş bazen kötü oldukça dayanılmaz bir yıl oldu. Esen kalmanız dileği ile :)


Ersin Onur ELARSLAN

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Her İpucu Yeni Bir Kapı Aralar

LaVita E Bella-2

This is "America"