Kayıtlar

2009 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Love of Loveless

Aşk nedir? Aşk var mıdır? Kimisine göre elbette aşk vardır. Kimisine göre aşk yoktur seks vardır. Aşk, sevip te söyliyememek midir? Aşk, sen onu düşünürken o başkası ile flört etmesi midir? Aşk, onu düşünüp şiir mi yazmaktır? Aşk, sessizce bir yerlere dalıp gitmek midir? Aşk, o nerede olursa olsun koşup yanına mı gitmektir? Aşk, onunla beraber sabahları güneşin doğuşunu, akşamları ise mehtabı mı izlemektir? Aşk, sürekli onu mu düşünmektir? Aşk, onu paylaşamamak mıdır? Aşk, ağlayıp ve kimsenin seni duyamaması mıdır? Aşk, kelimelerin kifayetyiz kaldığı bir an mıdır? Aşk, ondan ayrılamamak mıdır? Aşk, aptallık mıdır? Sen onu düşünür, onu özlersin. Onun başkasını sevdiğini bilsen bile! Düşünürsün aptallık mıdır yaptığın yoksa kalbinin sana masum bir oyunu mudur? “Acaba abartıyor muyum” diye düşünür kalbine az da olsa su serpersin. Onun yaptığı en küçük şeyden kendine pay çıkartırsın. “ Beni seviyor, sevmese bile hoşlanıyor. Yoksa niye böyle davransın ki?” diye düşünürsün kendince. Anca

La Vita E Bella

LaVita E Bella! Cümlenin meali şudur: Hayat Güzeldir! Gerçekten de hayat güzeldir. Hem de ne olursa olsun. Belki biraz iddalı bir laf ama öyle olması lazım. Sonuçta bu hayata bir kez geliyoruz. Öyleyse tadını çıkaralım.! Aslında yazımın başlığı bir filmin adıdır. Bu filmde 2.Dünya Savaşı’nda Yahudi bir babanın karısını ve çocuğunu kurtarmak için kendisini nasıl feda ettiğini anlatmaktadır. Nazi Almanya’sında bir toplama kampında Yahudi baba oğluna çevresinde olup bitenleri bir oyunmuş gibi anlatıp, türlü türlü şaklabanlıklar yapar. Bu filmi bir yandan gülerek, bir yandan da Yahudi aileye üzülerek izlersiniz. Filmin sonunda da tahmin edebileceğiniz üzere Naziler Yahudi babayı sokağın bir köşesine götürerek öldürürler. ( Rusların Berlin’e inerek Almanya’ya karşı yaptığı yoğun taarruz ile 2. Dünya Savaş’ının bir cephesi daha kapandı. Almanlar teslim belgesini verdi.) 2.Dünya Savaş’ı sonlarına doğru çocuk ve annesi kurtarılır. Gördüğünüz üzere insanın başına ne gelirse gelsin ,düşmanlar ta

Bilgilendirme

1 Haziran'da sonucu belli olacak bir olaydan sonra yazı dizilerine devam edilecektir. Bu yazı dizileri duygu ve düşüncelerimin yanı sıra bazı araştırmaları da kapsayacaktır Ersin Onur Elarslan

SWİNE FLU(DOMUZ GRİBİ)

Domuz gribinin Türkiye'ye sıçrama olasığılıdan blog um da buna yer vermek istedim DOMUZ GRİBİ İLE İLGİLİ MERAK EDİLENLER: Domuz gribi nedir? Domuzlarda hastalığa yol açan bir mikrorganizma olan influenza tip A virusunun insanlarda oluşturduğu solunum yolu hastalığıdır. Virus şimdiye kadar insanlarda hastalığa yol açmamakta, sadece domuzlarda görülmekteydi. Ancak, mikrorganizmadaki değişime bağlı olarak ortaya yeni bir formu ( influenza tip A H1N1) çıkmıştır ve solunum yolu ile özellikle yakın temas, öksürmek ve hapşırmak suretiyle insandan insana bulaşabilmektedir. Kış aylarında görülen gripten (mevsimsel influenza) farkı nedir ? H1N1, kış aylarında görülen grip etkeni ile benzer özelliklere sahiptir. Hastalığın bulaşma yolu ve belirtileri de benzerlik göstermektedir. Ancak, yeni H1N1 tipinde virus, insanları, kuşları ve domuzları etkileyen bir genetik özelliğe sahiptir. Domuzlarda hastalık en sık ne zaman görülmektedir ? Domuzlar arasında salgınlar bütün yıl boyunca görülmekle bir

Anlayamadıklarım-1

AVRUPA MAÇLARI Artık neredeyse 20 yaşını bitireceğim. Ancak halâ hayatta anlayamadığım bir kaç şey var; ama ileride bunlar azalacaktır. çok uzun süredir anlayamadığım konular içimde birikse de yazıya dökme gereksinimi görmüyordum. Fakat hala okuduğum yeni yazılar ve sessizce dinlediğim insanlardan dolayı artık bir kaç konuyu yazmak istedim. Bu insanları niyeyse anlayamıyorum ya da anlamıyorum ( anlamak istemiyorum). belki insanların bu kadar kirlendiğine inanmak istemiyorum. Bu bence her ne kadar normal bir süreç olsa da ( toplumun değişip biraz daha bencilleşmesi) herkes gibi eskiye özlem duyuyorum. "Keşke" diyorum "keşke insanlar biraz daha dürüst biraz daha kendilerini düşünmektense karşılarında ki insanları düşenebilse, iyilik yapabilse!" ancak bu fikrim bu zamanda oldukça ÜTOPİK kalmakta. Gerçekleşmesi oldukça imkansız. Bence insanın böyle birşey yapabilmesi için birincisi "kendini aşmış" olması , ikincisi de "hayatın anlamını çözmesi" lazım